Diş sağlığı,  düzenli kontrol  gerektirir...

Kadın Diş Hekimliği

İnsan yaşamının evreleri vardır. Özellikle kadınlarda, bu evreler meydana gelen hormonal değişimlerle birlikte çok nettir. Bu evrelerin her birinde, birtakım fizyolojik değişimler yaşanır. Bir kadının yaşamı boyunca maruz kaldığı hormonal değişikler ağız sağlığını ciddi olarak tehdit edebilir. Ergenlik, menstrual döngü, doğum kontrol hapları, hamilelik dönemi ve menopoz. Bütün bu dönemler sebebiyle, kadınlar, ağız içi problemleri yaşamada risk altındadır.

Puberte, östrojen ve progesteron yani kadınlık hormonlarının salgılanmaya başladığı dönemdir. Vücutta büyüme atılımıyla birlikte, kan dolaşımı da hızlıdır. Bu da dişetlerinde büyüme, kızarıklık, hassasiyetlere sebep olur. Büyümüş, şiş bir dişeti bakteri plağının tutunmasına zemin hazırlar böylece olay kısır döngüye dönebilir. Fırçalama sırasında dişetlerinde kanamalar görülebilir.

Menstrual döngü; bu dönemde progesteron artışıyla dişetlerinde şişlik, tükrük bezlerinde şişlik, ağız yaraları ve dişeti kanamaları meydana gelebilir. Menstruasyon gingivitisi periyod başlamasında 1-2 gün önce başlar ve kısa bir süre sonra biter.

Doğum kontrol hapları: İçinde progesteron ihtiva eden doğum kontrol hapları vücuttaki hormon düzeyini artırarak dişetlerinde enflamasyona sebep olur. Bakteri plağı mevcudiyetindeki toksinler bu enflamasyon riskini daha da arttırır. Hamilelik: Bir kadının hamilelik boyunca tüm vücudunda meydana gelen değişiklerin yanı sıra ağız içi, diş ve diş çevresi dokularda da değişimler olur. Hamilelik genel olarak 3 dönem olarak ele alınabilir. Bu dönemlerin hepsinde de dental tedavilerin hemen hepsi, gerektiği takdirde güvenle yapılabilir. İlk 3 aylık dönem bebeğin organ gelişiminin başladığı dönem olması itibarıyla, görüntüleme yöntemlerini (dental x-ray)kullanmak tercih edilmez. Mecbur kalınmadıkça bu tüm hamilelik boyunca dikkat edilmesi gerekli bir konudur.

Hamilelikte yaşanan bulantı, kusma, reflü gibi durumlar ağız PH’sını asidik seviyeye çeker. Bu asidik PH’nın dişler üzerinde, çürük attırıcı özelliğinden dolayı, günde mutlaka 3 kere fırçalama yapılmalı ağız gargaları ile bakım optimum yapılamalıdır.

Hamilelikteki hormonal değişime bağlı gelişen dişeti büyümeleri ve şekil bozuklukları, kolaylıkla o bölgelerde bakteri plağı oluşumuna sebep olur. Bakteri plağının bu bölgelerde mevcudiyeti kısa sürede periodontal hastalığa dönüşebilir. Hamileliğin,genellikle2.ve 8.aylarında artan progesteron hormonu dişeti hastalığına zemin oluşturur. Hamilelik gingivitisi de denen, bu tabloda görülen dişeti kanamaları, profesyonelce yapılan birkaç seans diş temizlikleri ile iyileştirilebilir. Bu sebeple hamileliğin belli periyotlarında mutlaka diş hekiminize muayene olup bu değerlendirmeyi yapmasını istemelisiniz.

Menopoz; Bu dönemde, ilerlemiş yaş, bazı hastalıklarla mücadele için alınan ilaçlar, bu döneme dair meydana gelen hormonal değişiklerin sonucu olarak ağız içi değişimler meydana gelir. Bu değişimler ağızda tad değişikliği, yanma hissi, sıcak soğuk gıda alımlarında daha fazla hassasiyet, tükrük akışındaki azalmaya bağlı ağız kuruluğudur. Ağız kuruluğu, tükrüğün yıkayıcı etkisi PH nötralize edici etkisi olmadığı için diş çürüklerinde ve dişeti hastalıklarında artışa sebep olabilir. Menopoz döneminde östrojen azlığı, kadınlarda kemik yoğunluğunun azalması riski yaratır. Bu da dişetleri çevreleyen alveol kemiğinin de azalmasına ve dolayısıyla diş kaybı riskini artırır.

Araştırmalar, yetersiz Ca (ki bu günlük 500 mg’dan azsa)alan kişilerin yeterli Ca alanlara oranla 2 kat fazla periodontal hastalığa yakalanırlar. ADA, östrojen replasman tedavisinin postmenopoz döneminde diş kaybı riskini azalttığını belirtmiştir. Başka önemli bir keşif de Nafluoride alımının güçlü bir diş yapısın katkısı yanında osteoporoz’den de koruduğudur.

Menopoz; Bu dönemde, ilerlemiş yaş, bazı hastalıklarla mücadele için alınan ilaçlar, bu döneme dair meydana gelen hormonal değişiklerin sonucu olarak ağız içi değişimler meydana gelir. Bu değişimler ağızda tad değişikliği, yanma hissi, sıcak soğuk gıda alımlarında daha fazla hassasiyet, tükrük akışındaki azalmaya bağlı ağız kuruluğudur. Ağız kuruluğu, tükrüğün yıkayıcı etkisi PH nötralize edici etkisi olmadığı için diş çürüklerinde ve dişeti hastalıklarında artışa sebep olabilir. Menopoz döneminde östrojen azlığı, kadınlarda kemik yoğunluğunun azalması riski yaratır. Bu da dişetleri çevreleyen alveol kemiğinin de azalmasına ve dolayısıyla diş kaybı riskini artırır.

Araştırmalar, yetersiz Ca (ki bu günlük 500 mg’dan azsa)alan kişilerin yeterli Ca alanlara oranla 2 kat fazla periodontal hastalığa yakalanırlar. ADA, östrojen replasman tedavisinin postmenopoz döneminde diş kaybı riskini azalttığını belirtmiştir. Başka önemli bir keşif de Nafluoride alımının güçlü bir diş yapısın katkısı yanında osteoporoz’den de koruduğudur.

Postmenopoz dönemdeki kadınlar günlük yeterli dozda Ca, Vitamin D ve Östrojen alıp diş Check up’larını yaptırıyorlarsa diş kaybetme riskleri azalıyor. Check up’larını düzenli yaptırıp Ca ve Vitamin D alanlar östrojen de alanlara göre daha az olmakla birlikte kemik yoğunluğunda iyileşme genede var. Bu östrojenin çene kemiğindeki etkilerinin önemini, kontrol grubu ile yaparak vurgulayan sonucudur. Şüphesiz, çene çok önemli bir araştırmanın kemiğindeki kayıplara karşı Ca ve Vit D çok önemli silahlar, fakat kemiği kaybını iyileştirmek için yeterli değil bununla birlikte östrojen tüm vücut genelinde kemiği iyileştiriyor zararı telafi edebiliyor. Osteoporoz ile birlikte sigara kullanımı daha fazla diş kaybına sebep oluyor.

Kadınların yaşam boyunca maruz kaldığı hormonal değişikler ağız sağlığını ciddi olarak tehdit edebilir.